Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Fetullahçı Terör Örgütü’nün mahrem imamlarınca ardışık şekilde arandığı tespit edilen subay hakkında yaptığı yargılama sonucu şaşırtıcı bir karara imza attı. Mahkeme, 3 kez ardışık şekilde arandığı tespit edilen sanık subayın örgütsel toplantıya çağrılıp çağrılmadığının kesin olmadığı gerekçesiyle ‘Silahlı terör örgütüne üye olma’ suçlamasından beraatına karar verdi.
Aynı konu ile ilgili başka bir askeri şahsın yargılamasında Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi ise sanığa FETÖ imamlarınca ardışık arandığı gerekçesiyle 6 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Bu mahkeme gerekçeli kararında, ardışık aramanın örgüt içi iletişim kanallarından birisi olduğunu belirtti Yunus Emre S. isimli subay hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca ankesörlü telefonlar üzerinden Fetullahçı Terör Örgütü mahrem imamlarıyla görüştüğü iddiasıyla ‘Silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan iddianame düzenlendi. Şüpheli subayın Fetullahçı mahrem imamlarca ardışık şekilde arandığı iddia edilirken bir itirafçı da örgüte ait yurtlarda sohbetlere katıldığı yönünde beyanda bulundu. Söz konusu subay hakkında hazırlanan iddianame, Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne düştü. Yargılama sırasında duruşma savcısı, sanığın gizliliğe riayet ederek diğer örgüt mensuplarıyla gizli bir şekilde irtibat kurduğuna yönelik tespitler bulunduğuna işaret ederek ‘terör örgütüne üye olma’ suçu kapsamında ceza verilmesini talep etti. Fakat mahkeme yargılama sonucunda, sanığın farklı tarihlerde 3 kez ardışık şekilde diğer asker şahıslarla birlikte arandığının tespit edilmesine rağmen beraat kararı verdi. Kararda, “Sanık farklı tarihlerde 3 kez ardışık şekilde diğer asker şahıslarla birlikte aranmasına karşın; bu görüşmelerde ne konuşulduğu, sanığın örgütsel toplantıya çağrılıp çağrılmadığı, eğer çağrıldı ise sanığın bu toplantıya katılıp katılmadığı, eğer sanık toplantıya katıldı ise toplantının örgütsel nitelikte olup olmadığı ve toplantıda neler konuşulduğu tespit edilememiştir. Sanığın terör örgütünün hiyerarşik yapısı içerisinde faaliyet yürüttüğüne herhangi bir buldu elde edilememiştir” denildi. Diğer taraftan Raşit K. isimli asker hakkında Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Fetullahçı imamlarca ankesörlü telefonlarla ardışık şekilde arandığı gerekçesiyle ‘Silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçlamasıyla açılan davada ise farklı yönde bir karar çıktı. Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada mahkeme, farklı sabit hatlardan ardışık olarak arandığı belirlenen Raşit K.’nın örgüt kapsamında iletişim sağlamak maksadıyla arandığının tespit edildiğine hükmetti. Gerekçeli kararda, “Sanığın FETÖ/PDY’nin kuruluş amaçlarını, faaliyet ve eylemlerini benimseyerek gönüllü olarak örgüt hiyerarşisine dâhil olmayı tercih ettiği, bu şekilde örgütle organik bağ kurduğu ve bu suretle sanığın üzerine atılı bulunan ‘Silahlı terör örgütüne üye olma’ suçunu işlediğinin sabit olduğu sonucuna varılmıştır” denildi. Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki kripto FETÖ’cülerin tespiti noktasında en önemli yöntemlerden biri olarak kabul edilen ankesörlü hatlar üzerinden FETÖ imamları ile irtibatlı askerlerin belirlendiği ankesör soruşturmaları kapsamında, Türkiye genelinde gerçekleştirilen operasyonlarda çok sayıda asker tutuklanmış, birçok asker hakkında iddianame düzenlenmişti.
15 ASKERİ PERSONELE BERAAT!
Kars’taki Fetö/Pdy Davasında Karar
Kars’ın Sarıkamış ilçesinde, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) darbe girişimine katıldıkları gerekçesiyle yargılanan biri tutuklu 15 askeri personel beraat etti.
Kars 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Astsubay Yasin Yassıdaş’ın yanı sıra tutuksuz yargılanan 14 sanık katıldı.
Adliye binasında daha önce konferans salonu olarak kullanılan 150 kişilik salonda görülen duruşmada, sanık avukatları ve yakınları da hazır bulundu.
Tutuklu sanık Yassıdaş, savunmasında 15 Temmuz’da aldıkları emir üzerine Sarıkamış Meydanı’na gittiklerini ancak halkla münakaşaya girmeden ayrıldıklarını ve örgütün herhangi bir faaliyetine katılmadığını ifade ederek, beraatını istedi.
Söz alan sanık avukatları da müvekkillerinin FETÖ ile herhangi bir bağlantısının bulunmadığını ve asker olmaları nedeniyle gelen emirleri uyguladıklarını ileri sürüp müvekkillerinin tahliye ve beraatini talep etti.
Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, tüm sanıkların, olay gecesi gerçekleştirdiği eylemlerde kaçınılmaz bir hataya düştüğü kabul edildiğinden kendilerine ceza verilmesine yer olmadığı kanaatine vararak, beraatlarını kararlaştırdı.
– İddianameden
Kars Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, darbe girişimi sırasında Sarıkamış 9. Komando Tugay Komutanlığına bağlı 1. Komando Tabur Komutanlığı 3. Komando Bölüğünde görevli Astsubay Yasin Yassıdaş’ın yanı sıra 2 uzman çavuş, 2 uzman onbaşı ve 10 sözleşmeli er “sanık” sıfatıyla yer alıyordu.
Sanıkların, FETÖ/PDY’nin darbe girişimine katıldığı belirtilen iddianamede, “anayasayı ihlal”, “TBMM’yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme”, “hükümeti ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” suçlarından 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi ile “terör örgütü üyesi olma” suçundan da ayrı ayrı 10 yıldan 15 yıla kadar hapsi talep ediliyordu.
***
22 ASKERE GÖZALTI
Zonguldak Merkezli “Kripto” Fetö/Pdy Operasyonu
Operasyonda, “kripto” FETÖ/PDY mensubu oldukları iddiasıyla 16’sı muvazzaf 22 asker gözaltına alındı
Zonguldak merkezli 9 ilin yanı sıra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) mensubu “kripto” askerlere yönelik operasyon kapsamında, 16’sı muvazzaf 22 asker gözaltına alındı.
Edinilen bilgiye göre, Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, FETÖ/PDY mensubu “kripto” askerlere yönelik, ardışık telefon aramaları ile maskelenen ve randevu sistemi ile buluşarak 2013-2016 yılları içerisinde örgütsel faaliyetlerde bulunduğu öne sürülen muvazzaf ve ihraç edilen askerler hakkında yakalama kararı çıkarıldı.
İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince, Zonguldak, İzmir, Bursa, İstanbul, Ankara, Kocaeli, Bolu, Çanakkale ve Mersin’in yanı sıra KKTC’de eş zamanlı operasyon düzenlendi.
Operasyonda, daha önce meslekten ihraç edilen E.T, M.Y, F.C, S.D, N.K. ve M.K. ile muvazzaf askerler F.O, A.Z, S.D, B.K, G.K, M.E, K.D, Y.K, A.E, F.F.S, B.A, M.A, M.Ö, E.C, O.Ç. ve A.K. gözaltına alındı.
Sağlık kontrolünün ardından İl Emniyet Müdürlüğü’ne getirilen şüphelilerin ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda bulunan bilgisayar ve dokümanlara el konuldu.
Bu arada gözaltına alınanların arasında albay, yüzbaşı, üsteğmen, astsubay ile KHK ile askeri okuldan ihraç edilen öğrencilerin bulunduğu bildirildi.
Öte yandan gözaltına alınanlara, “mahrem imamların” kullandığı ankesörlü telefonla 2013-2016’da gerçekleştirilen arama kayıtları incelenerek ulaşıldığı, konuşmaların yapıldığı bu telefonlardan 15 Temmuz 2016’ya kadar olan kayıtlarda, “mahrem imamların” ardışık aramalar yaptıklarının tespit edildiği öğrenildi.
“Mahrem imamların”, örgüt üyesi subay, astsubaylar ve askeri öğrencilerle haberleşmek için kendilerine ait olmayan kontörlü ya da ücretli sabit hatlı telefonları kullandıkları, her aramadan sonra da farklı numaraları çevirerek arama yapıp kapattığı öne sürüldü.
***
ASKERİ MAHREM YAPI ÇÖZÜLDÜ
Askeri Mahrem Yapı Çözüldü, Operasyonlar Ardı Ardına Geldi
Antalya’da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasının (FETÖ/PDY) “askeri mahrem yapılanmasına” yönelik operasyonda gözaltına alınan FETÖ’cülerin ifadeleri ve itirafları, mahrem yapının sözde imamlarına uzandı.
Antalya’da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasının (FETÖ/PDY) “askeri mahrem yapılanmasına” yönelik operasyonda gözaltına alınan FETÖ’cülerin ifadeleri ve itirafları, mahrem yapının sözde imamlarına uzandı. Yapının sivil ayağı için düğmeye basılırken Antalya merkezli 5 ilde yapılan eş zamanlı operasyonda 10 şüpheli gözaltına alındı. Gözaltına alınan sözde imamların askeri lise öğrencilerini her seferinde farklı evlerde toplayıp kampa aldığı, askeri lise sınav sorularını verdiği, okulu kazandıktan sonra da bir süre nezaret ettikten sonra Ankara’daki sözde asker imamına devrettikleri belirlendi.
ANKESÖRLÜ TELEFON YÖNTEMİ DEŞİFRE OLDU
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan yürütülen soruşturma kapsamında Antalya Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) ekiplerince 13 Aralık tarihinde FETÖ’nün mahrem yapılanması içerisinde faaliyet yürüten ve içerisinde muvazzaf astsubay, emekli astsubay, asker/polis okulları öğrencisi olan, çeşitli ankesörlü/market/büfelerdeki sabit kontörlü telefonlar vasıtasıyla iletişim kurdukları tespit edilen ve bu yolla örgütsel toplantılar düzenleyerek örgütsel faaliyetler yürüttükleri değerlendirilen 62 kişi gözaltına alındı. Emniyetteki ifade işlemleri tamamlanan şüphelilerden 42’sinin tutuklanarak cezaevine gönderildi. Askeri mahrem yapı şüphelilerinin gözaltında verdikleri ifadelerden yola çıkan polis ikinci kez düğmeye bastı.
10 SİVİL GÖZALTINA ALINDI
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı talimatıyla harekete geçen Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) operasyon timleri bu sabah saatlerinde Antalya, Denizli, Sakarya ve Erzurum, Osmaniye ve Uşak’ta ev ve iş yerlerinden oluşan 10 ayrı adrese eş zamanlı operasyon düzenledi. Operasyonda askeri mahrem yapının sivil imamları konumunda olan ve aralarında doktor, öğretmen, sivil memur ve öğretim üyelerinin de bulunduğu 10 sivil gözaltına alındı. Sağlık kontrolünden geçirilen şüpheliler sorgulanmak üzere TEM Şube Müdürlüğüne götürüldü.
SİVİLLER DEŞİFRE OLDU
Sözde imamların askerleri küçük gruplar halinde her defasında farklı evlerde toplayarak FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’in kitaplarının okuttuğu ve sohbet videolarını izlettiği ortaya çıktı. Çok sayıda örgüt mensubunun askeri lise sınavlarına, soruların cevaplarını önceden alarak girdikleri ifadelerinden yola çıkan polis, işleyişi de gün yüzüne çıkardı. Gözaltındaki şüphelilerin itiraf ve ifadelerini değerlendiren TEM ekipleri, daha önce Antalya’da sözde imamlık yapmış şehir dışındaki imamlarla birlikte, halen Antalya’da Tıp Fakültesinde doktor, Milli Eğitim Müdürlüğünde öğretmen ve Konyaaltı ilçesi sınırları içinde bir din görevlisinin de bulunduğu kişilere ulaştı. Askeri okula gidecek aday öğrencilerin üçerli dörderli gruplar halinde kampa alındığı, ardından askeri okul sınavlarının sorularının verildiği ve liseyi kazandıktan sonra da imamların bir süre öğrencilere nezaret ettiği, daha sonra da Ankara’daki sözde askeri imama devredildiği bildirildi. Sorumlu sivil imamların deşifre olmamak için genelde tayin çıkardıkları da belirlendi.
***
KARA HAVACILIK DARBE DAVASI
Kara Havacılık Komutanlığındaki Darbe Girişimi Davası
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 152’si asker, 3’ü sivil 155 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumlarındaki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada savunma yapan eski astsubay Serkan Navruz, darbe girişimi öncesi yıllık izinde olduğunu, amirlerince aranması üzerine 15 Temmuz 2016 Cuma günü gelerek mesaisine erken başladığını beyan etti.
Olay akşamı, binbaşı Mehmet Şamcı’nın kendisine 20.00’de toplantı yapılacağını söylemesi üzerine görev yerinde bulunduğunu kaydeden Navruz, bir süre sonra “herkes helikopter başına emri” verildiğini anlattı.
Neler olduğunu öğrenmek için televizyonu açtığında TRT’de okunan korsan darbe bildirisini gördüğünü aktaran Navruz, bunun üzerine olaylara karışmamak için beklemeye başladığını ve bir teğmene darbe girişiminden bahsederek ona da olaylara karışmamasını söylediğini öne sürdü.
Sabah saatlerine kadar bir olaya karışmadan beklediğini, daha sonra da kışladan çıktığını belirten Navruz, FETÖ üyeliği suçlamasını da kabul etmeyerek tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Sanık eski üsteğmen Serdar Ercan da Kara Havacılık Okul Komutanlığı’nda tek motorlu eğitim uçak öğretmeni olduğunu, son üc¸ yıldır kursiyer teğmenlerin takım komutanlığını yürüttüğünü ifade etti.
Ercan, öğle saatlerinde Kurs Tabur Komutanı kurmay yarbay Yasin Candemir’in saat 21.00 sıralarında kurs taburunda olmasını emrettiğini iddia etti.
İçtimanın ardından tabur komutanın kendisine kursiyer teğmenlerle birlikte emniyet görevi verdiğini ileri süren Ercan, “Yasin Candemir yarbay bize hitaben ‘Genelkurmayı bastılar. Çabuk birliğin emniyetini alın’ dedi. Bizi gruplara ayırarak kursiyerlere silah dağıttı. Yanımdaki kursiyerlerle meydan harekat taburuna gittik.” ifadelerini kullandı.
Ercan, saat 02.00 sıralarında askeri darbe girişimi olduğunu öğrendiğini, kendi birliğinin de darbecilere karşı pozisyon adlığını düşündüğünü savundu.
Sabaha karşı kursiyer teğmenlerle kuleye gittiğini ve içerdeyken kendilerine ateş açıldığını dile getiren Ercan, “Ateş açılınca albay Oğuz Yalçın bizi helikoptere doğru yönlendirdi. Helikoptere binip havalandık. Nereye gittiğimizi bilmiyorduk. Daha sonra Akıncı hava alanına indik.” dedi.
Akıncı Üssü’ne indikten sonra herhangi yasa dışı eylemde bulunmadan beklediğini savunan Ercan, tahliye talebinde bulundu.
Sanık eski astsubay Sebahattin Şahin de helikopter teknisyeni olarak görev yaptığını, darbe girişiminin yaşandığı gün rutin nöbet görevini icra ettiğini, yaşanan helikopter hareketliliği sonucu olağanüstü bir durum olduğunu anladığını anlattı.
Şahin, birliğinden kalkan helikopterlerin ilk bas¸ta niyetlerinin ve go¨revlerinin ne oldugˆunu bilmediğini ancak sabah kobraların birligˆi taraması üzerine bazı rütbelilerin darbe girişimi faaliyeti içerisinde olduğunu anladığını belirtti.
Gecenini ilerleyen saatlerinde tabur komutanı Sezgin Uyanık’ın hangar kapsını açmasını emrettiğini ileri süren Şahin, “Sezgin Uyanık, acil uçuş çıktığını 10505 ve 10503 kuyruk numaralı helikopterlerin tam teçhizat uçuşa hazır edilmesini emretti. 10503 kuyruk numaralı helikopteri yarbay Sezgin Uyanık kullandı. Helikopterin kabin kısmında albay Osman C¸ayır ve kıdemli bas¸c¸avus¸ Korkmaz Gülal da vardı. 10505 numaralı helikopterde ise yüzbas¸ı Zafer Dolu ve kıdemli bas¸c¸avus¸ O¨mer Kızılova vardı. Beraber iki helikopter birlikte havalandılar.” şeklinde savunma yaptı.
O geceye ilişkin tüm bildiklerini samimi bir şekilde emniyet ve savcılıktaki ifadelerinde anlattığını savunan Şahin, FETÖ’cü olmadığını, kendisini hain darbe girişiminde kullanan üstlerinden şikayetçi olduğunu belirtti.
Sanık eski binbaşı Mehmet Şamcı da olay tarihinde Kara Havacılık Komutanlıgˆı Atama Subayı olarak go¨rev yaptığını, olay günü saat 20.00 sıralarında Kara Havacılık Komutanlığına, Suriye’ye yapılacak olası bir harekat nedeniyle çağrıldığını iddia etti.
Şamcı, Kara Havacılık komutanının emriyle saat 21.00 sıralarından alarm verildiğini ve kendisinin de helikopterleri Akıncı’ya götürdüğünü aktardı.
Akıcı Üssü’ne gittikten sonra, verilen emir üzerine Kara Harp Okulu’ndan kursiyer teğmenleri alarak Etimesgut Havaalanı’na götürdüklerini, gece boyunca 3-4 kez bu şekilde uçuş yaptıklarını anlatan Şamcı, daha sonra Akıncı Üssü”ne gittiklerini herhangi bir yasa dışı eyleme karışmadan beklediklerini öne sürdü.
Sabaha karşı Akıncı’dan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ı alıp Çankaya Köşkü’ne götüren helikopterin ikinci pilotu olduğunu ileri süren Şamcı, yasa dışı bir eylemde bulunmadığını iddia etti.
Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.
15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren FETÖ’cülerin, sabit ankesörlü itirafları delil niteliği taşımadı. Silahlı terör örgütü üyesi oldukları gerekçesiyle haklarında dava açılan sanıklar defalarca aynı sabit numaralardan aranmalarına rağmen tahliye ediliyor.Terör örgütü FETÖ’cülerin sabit ankesörlü telefon hatlarından iletişime geçtikleri tespitinin yapılması sonrasında yapılan operasyonlarda yakalanan şüphelilerin yargılandığı davalarda verilen beraat ve tahliyeler şaşırtıyor.
GÖRÜŞMELER TESPİT EDİLDİ
Yapılan araştırmada, müdür yardımcıları ile müdür arasında “BİLGİN” olarak adlandırılan ve gruplar arasında irtibatı sağlayan bir görevlinin bulunduğu ortaya çıkarıldı. Bilgi Teknolojileri Kurumu tarafından temin edilen 25 ayrı sabit telefon hattının HTS kayıtlarının incelenmesi sonucunda çok sayıda askeri personelin 2012-2017 tarihleri arasında bu sabit telefonlardan arandığı belgelendi. FETÖ terör örgütü tarafından asker, polis ve memur yapılan şahısların örgütten kopmalarını engellemek için “BİLGİN” ler aracılığıyla sürekli olarak arandıkları ve görüşmeler yapıldığı tespit edildi. Deşifre olmamak ve kendilerini gizlemek için herkesin kullanımına açık kontörlü sabit telefonları kullandıkları kanıtlandı.
SANIKLAR İTİRAF ETTİ
Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamada sanıklardan üst düzey asker olan Musa K.’yı arayan sabit hatlardan Sinan A., Okan İ., Serdar T. Yakup Y.’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda şüphelinin arandığının tespit edildiği belirtildi. Sanık ile gözaltına alınan ve kendisi ile aynı sabit hattan arandığı tespit edilen Taner A.ve Mehmet Y. kendilerini sabit kontörlü hatlardan arayan kişilerin FETÖ/PDY örgüt mensubu sivil şüpheliler olduğunu ifade ettikleri, mahkeme tutanaklarına geçirildi. Ayrıca sanık ile birlikte gözaltına alınan 14 şüphelinin etkin pişmanlıktan faydalanarak alınan ifadelerinde de kendilerini sabit hatlardan arayan kişilerin FETÖ/PDY üyesi olduklarını itiraf ettikleri belirtildi.
SAVCI CEZA İSTEDİ MAHKEME BERAAT VERDİ
Duruşma savcısı esas hakkındaki mütalaasında; sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütü kuruluş amacı ve faaliyet ve eylemlerini benimseyerek gönüllü olarak örgüt hiyerarşisine dahil olmayı tercih ettiği, bu şekilde örgütle organik bağ kurarak faaliyette bulunduğu, dolayısıyla üzerine atılı suçtan cezalandırılmasını istedi. Beraat kararı veren mahkeme ise sanığın ByLock kullanmadığı, Bank Asya’ya para yatırmadığı, himmet verdiğine ve yayın organlarına abone olduğuna dair delil elde edilemediği, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğuna dair kesin delil bulunmadığı, sabit hatlardan aranmış olmasının silahlı terör örgütü üyeliği suçundan cezalandırmak için yeterli delil olmadığını gerekçe gösterdi.
Ankesörlü telefon da yeterli delil sayılmıyor